Coffs Harbour | Avustralya’da Dev Muz Heykeliyle Ünlü bir Şehir

• Karayolu | Coffs Harbour, Sydney’in 540 km kuzeyinde, Brisbane’ın ise 440 km güneyinde yer alıyor. Sydney’den yola çıkacaklar kendi araçları ile 5,5 saatte veya otobüs ile 8,5 saatte şehre ulaşabilirler.
• Tren | Sydney’den Coffs Harbour’a A$85 karşılığı, 9 saatlik bir tren yolculuğu ile de ulaşabilirsiniz. Şehiriçi hatlar gibi bu tren de Transport for NSW tarafından işletiliyor ve Central Station’dan kalkıyor.
• Havayolu | Coffs Harbour’ın bir havalimanı da var. Link Airways Brisbane – Coffs Harbour arası uçuşlar gerçekleştirirken, Virgin Australia ve Qantas Sydney – Coffs Harbour uçuşlarını gerçekleştiriyor. Hava yolunu kullanarak Sydney’den 1 saat 15 dakika, Brisbane’dan ise 1 saatte Coffs Harbour’a ulaşabiliyorsunuz.

Coffs Harbour dendiğinde akla gelen ilk yer ile başlamak istiyorum: Big Banana.

1964 yılında bir muz üreticisi, satış yaptığı tezgahın yanında insanların dikkatini çekecek ve durmalarını sağlayacak bir şey peşine düşüyor. Sonra bu neden dev bir muz heykeli olmasın ki? diyor ve yerel bir mühendisle bu hayali hayata geçiriyorlar. Australia’s Big Things serisisinin başlangıç noktası olan bu 15 metre uzunluğundaki muz bugun de popüler bir turist noktası. Tam yol üzerinde bulunduğu için önünden geçerken beş dakikada ziyaret edebilir ve fotoğraf çektirebilirsiniz!

Heykelin hemen arkasında ise bir eğlence parkı bulunuyor – Big Banana Fun Park. Burada laser tag‘den Aquapark‘a, buz pateninden mini golfe kadar çeşit çeşit aktivite bulabilirsiniz. Parkın bir kafesi ve hediyelik eşya dükkanı da var.

Şimdiye kadar çoktan anlaşılacağı üzere gittiğimiz yerlerin botanik bahçelerini gezmek favori aktivitelerimizden biri 🙂 Avustralya’da bu bahçelerin oldukça önemsenmesi, her zaman ilginç bitkiler görebiliyor olmanız ve bunu bedavaya yapıyor olmanız da bizim şansımıza!

North Coast Regional Botanic Garden 1988 yılında açılmış, yaklaşık 20 hektar büyüklüğe sahip bir botanik bahçe. Bizim gezi zamanımız Christmas ve yeni yıla denk geldiği için bahçenin girişinde bizi sörf tahtası ve yazlık kıyafetleriyle bir Aussie Santa karşılıyor.

İçeride Avustralya’ya özgü bitki türleri, nesli tükenmekte olan türler, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen bitkilerle oluşturulan bahçeler ve bir de çok sevdiğim geleneksel Japon bahçesi var. Yürüyüş yolu beş km uzunluğunda, bir-iki saat ayırmak yeterli olur. Her gün sabah 9 akşam 5 arası ziyarete açık ve giriş ücretsiz. Girişinde kahvesini içip dinlenmek isteyenler için bir de kafe kısmı var.

Muttonbird Island, Coffs Harbour marinadan yürüyerek ulaşabileceğiniz küçük bir ada. Adaya ayak bastığınızda karşınıza Outdoor Learning Space (açık hava öğrenim bölgesi) çıkıyor ve bölgenin kadim Aborijin tarihi ve masalları hakkında bilgi veriyor. Buradan başlayan yürüyüş yolunu sonuna kadar takip ederseniz Solitary Island manzarasını görebileceğiniz tepe noktasına ulaşıyorsunuz. Coffs Harbour tüm NSW kıyı şeridi gibi kambur balinaların göç yolu üzerinde kalıyor, bu tepe aynı zamanda Mayıs – Kasım arasında balina gözlemciliği için harika bir yer.

Muttonbird zamanında burada yaşayan yerlilerin yelkovankuşu’na verdikleri isim. Adada hala yaşayan kuşlar göçmen oldukları için sadece Ağustos – Nisan ayları arasında bölgede görülebiliyor. Diğer zamanlarda ise kuşların oluşturdukları oyukları ve yuvalarını görebiliyor, yol kenarındaki tabelalardan haklarında bilgi edinebiliyorsunuz.

Coffs Harbour’da bulunan bu Conservation Park 1970 yılından beri zarar görmüş deniz canlılarını kurtarıyor, tedavi ve rehabilite ediyor. Eğer canlı eski yaşamına dönemeyecek durumda ise de artık burası evi oluyor.

Parkta yunuslar, fok balıkları, penguenler, kaplumbağalar ve hatta nesli tükenmekte olan Avustralya deniz aslanları var. Ziyaretçiler için ise görülecek ve yapılacak pek çok şey sunuyorlar. Burada günlük turlara katılabilir, yunus ve fok balıklarının gösterisini izleyebilir, fotoğraf çekilebilirsiniz. Bir de Avustralya’da sadece bu merkezde 20 dk boyunca yunuslarla yüzebiliyorsunuz!

Her gün sabah 9 akşam 4 arası açık. Biletleri buradan online satın alabilirsiniz, buradan ise parkta yaşayan bir canlıyı evlat edinebilirsiniz 🙂

Eğer Coffs Harbour’da bir kaç gün geçiriyorsanız ve day-trip için zamanınız varsa Dorrigo National Park değerlendirmeniz gereken bir yer. Coffs Habour’a yaklaşık bir saat uzaklıkta bulunan bu doğal park dünya mirası listesine girmeyi başarmış milyonlarca yıllık bir yağmur ormanı.

İçerisinde piknik alanları, barbekü alanları ve şelaleler bulunan park kuş gözlemciliği için de iyi bir nokta. Güneşin doğuşunu izlemek için Point Lookout’u seçebilir, pek çok yağmur ormanı / şelale yürüyüş rotaları içinde ise 6.6 km ilk Wonga Walk rotasına göz atabilirsiniz.

Park her gün sabah 7 akşam 7 arası açık. Parkla ilgili bilgilere ulaşmak için Dorrigo Rainforest Centre’dan başlayabilir, atıştırmak için ise Canopy Cafe’de mola verebilirsiniz.

Coffs Harbour Butterfly House özellikle çocuklu aileler ve içindeki çocuğu kaybetmeyenler için güzel bir durak noktası 🙂 Burada kapalı ortamda yaratılmış bir yağmur ormanı içinde yaşayan yüzlerce kelebeği görebiliyor, haklarında bilgi edinebiliyorsunuz. Bunun dışında bir böcek sergisi, dinozor sergisi ve bahçesinde kelebeklerle ilgili bulmacalar çöze çöze ilerlediğiniz bir labirenti var.

Pazartesi hariç her gün sabah 10 akşam 3 arası açık; giriş ücreti yetişkinler için A$20, çocuklar için A$11. Bir şeyler atıştırmak için kafesi ve hediyelik eşya kısmı da var.

Biz de Coffs Harbour’da akşam yemeği için marina bölgesini seçmiş, Airbnb sahibinin önerisiyle de burayı denemeye karar vermiştik. Fisherman’s Co-op 1950 yılında 50 lokal balıkçı tarafından kurulmuş ve taze deniz ürünleri tadabileceğiniz bir yer.

Gezdiğimiz diğer sahil kentlerinin tamamında bu şekilde balıkçı kooperatifleri vardı. Eğer özellikle fish & chips yemek istemiyorsak böyle yerlerde genelde karışık deniz ürünleri sepeti söylüyoruz ki her şeyin tadına bakabilelim. Porsiyonlar da genelde büyük tutulduğundan bir sepeti paylaşmak tam ayarında oluyor. Buradaki sepeti de oldukça beğenmiştik; içerisinde balık, kalamar, karides, seafood sticks ve patates kızartması vardı. Tabii tartar sos ile tamamlamadan olmaz! 🙂